Madem bu gece kopyala yapıştırdan gidiyoruz, blog'un formatına uygun bir makaleyi daha ekleyelim; ( Bu kısma yazma sebebim, Ekşi Sözlük formatıyla yazılmış bu yazıyı garipsememenizdir. Kriz yazılarımı da mı vurdu nedir? yeni bir şeyler arayıp, yazmaya fena halde üşeniyorum sanırsam. Kusurama bakma okuyucu. Her zaman ki tarzımda bir yazı olmadı )
Tarihin tozlu sayfalarına bakarsak bu sidik yarışının
commodore 64 amiga ve
atari zamanına kadar gittiği görülür. o zamanlar pc'ler potansiyeli yeni yeni keşfedilen ürünlerken, diğer tarafta baba gibi
demo scene durumu vardı. o yüzden şimdiki gibi bir ben bilgisayarda sadece oyun oynamıyorum, başka şeyler de yapıyorum sözünün arkasına sığınamıyorduk. zamanla bu atışma, daha doğrusu hangisi daha iyi tartışması küllenmeye başladı, zira günümüzde hala nispeten geçerliliğini koruyan kendine has türler ortaya çıktı. bir fps, strateji bilgisayarda verdiği zevk konsolda vermezken, bir dövüş oyununun verdiği zevki bilgisayar hiç bir zaman veremedi. hala arcade denince akla ilk gelen şey konsoldur.
lakin playstation 2 den sonra bu tartışma bambaşka bir yöne kaydı. iş artık verilen paraya yani bir başka deyişle fiyat/performans olayına kaydı. özellikle son zamanlarda sözlük dahil çeşitli mecralarda sıkça karşınıza çıkan şey o kadar parayı bilgisayara bayılmak yerine, konsol almanın daha karlı olduğu yönünde olan tartışmalar alır başını gider. fanatik bilgisayar kullanıcıları olaya konsol'ların bir yerden sonra ( daha doğrusu ilk çıktıkları zaman bilgisayardan iyi ) bilgisayarların yanına bile yaklaşamadığı yönünde iken, konsol kullanıcıları ise oyunu çalıştıramama gibi bir derdin olmadığı, çökmenin yaşanmadığı , üstüne iyi grafiklerle oyun oynadıklarını savunurlar. sıkı bir konsol fanatiği genel olarak sıkı bir
mac kullanıcısıdır. kullanıcısı değilse bile pc'ye karşı yaklaşımı
pc vs mac konusunda yazılanlarla hemen hemen aynıdır. mac yazan yerlere konsol ismi yazarsanız eleştirilen ve savunulan şeylerin aynı olduğu gözlemlenir.
halbukisi konsol oyuncularının kabul etmek istemedikleri nokta ise pc fanatiği bir insanın çökme, donanım tanımama vb sorunlara rağmen bilgisayardan aşırı derecede zevk aldığıdır. bilgisayar onun için sadece oyun oynadığı ve internete girdiği bir araç değildir. onun hobisidir. tüm parçalarını tek tek kendisi seçmiştir, kasanın içini açıp uğraşmaktan zevk alır. genel olarak bakıldığı zaman hiç bir zaman bir pc ps3 veya xbox 'dan daha ucuza mal edilemez. bu gerçektir. ama aynı zamanda ps3 de hiç bir zaman modifiye edilemez. bu da bir gerçektir. konsol oyuncusu kendisi için çizilen donanımsal sınırları aşamaz. en fazla yapabileceği hard disk'in boyutunu büyütebilmektir. oyun oynamak haricinde multimedia olarak kullanılabildiğini, hatta
yellow dog ile işletim sistemi bile kurulabildiğini savunanlara ise sadece gülüp geçmek gerekir zira asla yine bir pc'den alınan performansı yakalayamaz ( o hayvani işlemcilerine rağmen ). şahsım adına ps3 potansiyeli harcanan gereksiz bir konsoldur. istenilse commodore 64 gibi bir hale gelebilecekken, konsol'un özellikleri keşfedilmesin, kırılmasın, uf olmasın diye bizzat üreticiler tarafından tam bir kapalı kutu haline getirilmekte. pc ise tamamen sizin bilginiz orantısında ucu açık bir sistemdir. bunun böyle olacağı 1998 yılında bile
navi ile öngörülebilmiştir. (
http://us.imdb.com/title/tt0500092/ * ).
konuyu tekrar oyunlar üzerine döndürmek gerekirse konsollar fps adına çıkardıkları en büyük şahaser ( bunda ciddiyim )
killzone 2 olabilmiştir. hadi yanına bir de
gears of war koyalım. buna karşılık pc ise kült bir çok fps ile hala bir numaradır. konsol da hakimiyet adına nişan alma sistemi törpülenirken , pc de fps de en önemli şey hakimiyet ( sensivibility ) olmaya devam etmekte. bunun faydasını
mirror s edge görmüş olduk. burada önemli bir şey ortaya çıkıyor aslında. her ne kadar konsol ile bilgisayarlar sürekli olarak karşılaştırılsa da aslında birbirlerinden beslenen ve yeni şeylerin ortaya çıkmasını sağlayan bir bağımlılık vardır. biri yokken, diğerinin yaratıcılığını zorlayacak pek bir etken kalmamakta. bu yüzdendir ki başta dememiz gereken şeyi sonda diyelim. ikisini karşılaştırmak abesle iştigaldir, saçmadır. bu yazının bu kadar saçma olma sebebide sanırsam budur. yine de içimden geldi yazmak istedim .
kişinin kendisine sorması gereken şey, sanılanın aksine ben sadece oyun mu oynamak istiyorumdan ziyade, ben nasıl bir oyun oynamak istiyorumdur. tatminkar görsellikte, fazla efektif oyunlar ise pc, oynabilirkten ziyade, konusu ve atmosferi alsın beni götürsün ise konsol tercih edilmesi gerekmetedir. yine bilgsayara karşı hiç bir tutkusu yoksa kişinin, hurda bir bilgisayarda kurulu bir linux sistemle güncel işlerini hallederken, konsolda oyun oynaması makbüldür. yinede ben şahsen yıllar yılı kılavye'ye alışmış bir insan olarak gamepad denilen şeye hiç ısınamamış biri olarak bana eziyetten başka bir şey değilken, gamepad 'e alışmış bir insan için sanırsam aynı şey kılavye için geçerli.