27 Şubat 2009 Cuma

Pishing ( oltalama ) yöntemleri

Pishing denilen kavram genel olarak, sizi bir şekilde kullanıcı bilgileriniz ve kredi kart numaranızı ele geçirme amaçlı yapılan eylemlerdir.

Burada resimlerle birlikte başlık başlık çok güzel bir şekilde anlatılmış. Ben biliyorum bunları diyorsanız bile, bilgilerinizi tazelemek adına bir göz gezdirin bence. 

Bunun haricinde genel olarak Pishing saldırılarından korunmak için şu aşağıda belirtilmiş olan yöntemleri kullanmaya özen gösteriniz. 

5. Phishing saldırılarından korunma
Unutulmamalıdır ki, phishing saldırıların temelinde e-posta ile kullanıcıları kandırma yatar. Bu tür online dolandırıcılıktan korunmanın en önemli yöntemi bilinçlenmektir.
  • E-postanıza müşterisi olduğunuz kurumdan gelen şifre isteklerine kulak asmayın. Bu tür istekler genelde kurum adından gönderiliyormuş gibi yapılır.
  • E-postanıza gelen mesajların doğruluğunu ispatlayın. Tanımadığınız kimselerden gelen mesajları silin, asla cevap vermeyin. "Aşağıdaki bağlantıya tıklayın"gibi e-posta isteklerine yanıt vermeyi düşünmeyin.
  • Bankalar sizden e-posta ile kişisel bilgi / şifre talebinde bulunmaz. Eğer böyle bir istek gelirse derhal bankanızla irtibata geçin durumu aktarın.
  • Online olarak alışveriş yada banka işlemleri yapmak istiyorsanız, bağlandığınız adresin güvenli olup olmadığını kontrol edin(kişisel bilgi/şifre girişi esnasında web browserınızın sağ alt köşesinde kilit simgesi varsa bilgileriniz şifrelenmiş olarak aktarıldığını anlarsınız) .
  • Eğer e-postanıza kişisel bilgilerinizi doldurmanızı isteyen bir form sayfası gelirse bu formu doldurmadan 3 kere düşünün. 1. düşünmeniz gereken; gerçekte bu form nereden geldi?. 2. düşünmeniz gereken; bu formu doldurmam neden isteniyor?. 3. düşünmeniz gereken; formu doldurursam neler olabilir?
  • Çeşitli kurumlardaki hesaplarınız için kendinizi farklı şifre kullanma konusunda zorlayın.
  • Bankanızdan gelen kart extrelerini, hesabınızı düzenli olarak kontrol etmeyi unutmayın. Olası aksiliklerde bankanızla ile irtibata geçin.
  • Sisteminizi düzenli olarak kontrol edin. İşletim sisteminizin güvenlik yamalarını yükleyin, Antivirüs yazılımınızı devamlı olarak güncelleyin. Web browserınızın güncel kalmasını sağlayın.
  • Güvenmediğiniz bilgisayarlardan banka işlemlerinizi gerçekleştirmeyin. 
Yazının tamamını okumak için lütfen buraya tıklayınız.... 
Share:

23 Şubat 2009 Pazartesi

İnternet Radyolarını ( yayınları ) kaydedin.

Aslında bu oldukça basit bir yöntem ile halledebiliyoruz. Daha önce burada bahsettiğim Aimp 2 programını bilgisayarımıza kuruyoruz.  Bu program bildiğimiz Winamp tarzında bir müzik ses dosyası oynatıcısı ( ama Winamp'tan daha iyi ). Program Türkçe Dil desteğine sahip. Programı kurduğumuz zaman ilk yapmamız gereken seçenekler kısmından internet ses akışı ksmına gidiyoruz. Bakınız alttaki resim; 
 
Bu kısımda kayıtların nereye ( c:\Radyo gibi ) ve hangi formatta ( *.Mp3 128 kbs  gibi ) kaydedileceğini belirtiyorsunuz. İnternetten dinlediğiniz yayınlar genel olarak 128 kbs kalitesindedir, bu yüzden daha yükseğe çekmenin size yer kaybından başka bir getirisi olmayacaktır!. Bunun haricinde default ( öntanımlı ) olarak wma geliyor ama ben Mp3 daha kullanışlı olduğu için, format olarak Mp3 kullanmanızı tavsiye ediyorum. 
 
Bu kısmı halletiğimize göre geriye sadece Radyo yayınına ait linki ( örnek olarak Virgin radyoyu dinlemek için bu link ( açık şekilde yazmak gerekirse http://live.medianova.tv/virgin/virgin_64k.asx )) kopyalayarak URL / Radyo Ekle kısmından ( Kısayolu Ctrl + U ) ekliyoruz. Artık Aimp 2 üzerinden radyo dinlerken kayıt yapmak istediğimiz zamanlarda sadece aşağıdaki resimde gördüğünüz düğmeye basmamız yeterli yada seçeneklerden bir kısayol atayarak bu kısayolu kullanmamız kafidir. 
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
Share:

Kara Murat Benim ! Pirate Bay 'e destek olalım...

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/16/The_Pirate_Bay_logo.svg/200px-The_Pirate_Bay_logo.svg.pngEfendim bildiğiniz üzere dünya'nın en büyük ve en aykırı Torrent paylaşım sitesi olan The Pirate Bay sitesi IFPI (Uluslararası Fonografi Endüstrisi Birliği) tarafından mahkemeye verildi. Mahkeme'nin daha ilk haftası dolmadan suçlamaların yarısı düşmüş durumda.

( "telif hakkı ihlaline yardımcı olma" suçlamasını düşürdü. Site ve sahipleri sadece "telifli içeriğin indirilmeye açılmasına yardımcı olma" suçuyla yargılanacak. Kaynak  ) 

İşin ilginç kısmı ise bu noktadan sonra başlıyor. Norveç Komünist Partisi'nden parlemento adayı Elin Volder Rutle konuyla ilgili olarak " Dosya paylaşımı yapanları suçlamak gibi bir niyeti olanlar telefon rehberini ellerine alıp A harfinden başlasınlar " dedi. Bu noktadan sonra ise internette Kara Murat Benim olarak bizde tercüme edilebilecek olan This is What a crinimal looks like   sloganına sahip ( bu, suçlu gibi mi gözüküyor ) kampanya başladı. Sizden istenilen adınız ve resminiz ile Pirate bay'a destek olmanız.

Siteye buradan ulaşabilirsiniz. Süper saçma Google Translate çeviriside burada ( bu servis ilerde adam olur umarım ).
Share:

Face Your Manga Kendi Manga Avatarınızı hazırlayınız.





Yukardaki Video'dan bu işin nasıl olacağı hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Oldukça eğlenceli bir iş, en çirkin karakteri kim yapacak diye arkadaşlarınızla bile kapışabilirsiniz. Değişiklikleri yaptıktan sonra girdiğiniz mail adresine yolluyor resmi ( eğer üye değilseniz ). Siteye gitmek için buraya tıklayınız.



İşte bu da benim avatar...
Share:

22 Şubat 2009 Pazar

İmgBurn İmage CD/DVD yazma programı

Resmi büyütmek içn üzerine tıklayınız

Az önce bahsettiğim gibi, debian'ı indirince insan bunu yazacak bir program arıyor. Nero isimli programdan nefret edeli çok uzun zaman oluyor. Artık her yerinden bir şeyler fırlayan ve asıl amacı olan Cd / Dvd yazmayı unutmuş bir program olarak geliyor bana. İşte bu noktada işi sadece image  veya Cd / Dvd yazmak olan bu program geliyor  karşımıza.

Öncelikle program taktığınız boş dvd hakkında ( veya Cd ) bilmeniz gereken temel bilgileri çok güzel sunuyor. Kaç hızlarında yazım yapabileceğiniz ( Bu bilgiyi vermeyen Nero yüzünden çok cd yandı, Maksimum hız olarak düşünmeyiniz, bazen minumum değerin altında yazdırmaya çalışmakta aynı etkiye sebep oluyor ), temel olarak bir Cd / Dvd yazma programından beklenen imaj alma / yazma , kendi dosyaların yazılması veya okunması işlerini Mode başlığı altında halletmişler. 

 Program Wine ile  ( Wine İs Not Emülatör  ) Tüm linux sürümlerinde sorunsuz bir şekilde çalıştığı, programın sitesinde geliştiricileri tarafından altı böyle kalın çizgiyle belirtilmiş. 

Sitesine gitmek için buraya, indirmek için buraya, Türkçe dil paketini elde etmek için buraya tıklayınız.
Share:

Debian GNU/ Linux 5.0 Bizlerle.

Çok yakında bu ekranda diye devam etmek istiyorum zira an itibariyle Dvd versiyonunu yazdırmakla meşgulüm. Bildiğiniz üzere Debian , popüler linux distrosu olan ubuntu'nun babası sayılır ( zaten aynı paket sistemini *.deb kullanıyorlar ).
Genel olarak merak kediyi öldürdü ve aslı varken neden hafif sürümünü kullaniyim gazıyla test sürüşümüze başlayacam. Bir aksilik olmazsa önümüzdeki günlerde neler yaşadığımı buradan paylaşırım. 
Tekrardan konumuza, yani debian'ın son sürümünde neler olduğuna dönersek KDE masaüstü ortamının 3.5.10, GNOME masaüstü ortamının 2.22.2, Xfce masaüstü ortamının 4.4.2, LXDE masaüstü ortamının 0.3.2.1 sürümlerini sunuyor. Sürüm ayrıca the GNUstep 7.3, X.Org 7.3, OpenOffice.org 2.4.1, GIMP 2.4.7... vb. içeriyor. Kde 4.0'a geçmemiş olmaları beni açıkcası şaşırttı ama genel olarak zaten Gnome kullanmayı düşündüğüm için çok sorun değil. Belki sonradan ben kurarım. 
Debian GNU/Linux Ana Sayfa:
http://www.debian.org

Debian GNU/Linux İndirme Sayfası:
http://www.debian.org/CD

Debian GNU/Linux Sürüm Notları:
http://www.debian.org/releases/stable/releasenotes

Debian Türkiye Forumları
Debian Türkiye 
Share:

21 Şubat 2009 Cumartesi

e - bergi

e-bergiKendilerini kısaca , e-bergi, ODTÜ Bilgisayar Topluluğu tarafından hazırlanmaktadır. Amacımız, bilgisayar bilimleri ve uygulama alanları hakkında detaylı bilgi sahibi olmayan insanlara kaliteli Türkçe içerik sağlamaktır. İlk sayımız, 1 Nisan 2007'de yayınlanmıştır. Bundan sonraki sayılarımızın da her ayın 1'inde çıkması hedeflenmektedir. Diye tanıtmaktalar.  
Gibi ilginç şeylere yer veriyorlar. Bazı konular benim gibi bilgisayarlar hobi olarak uğraşan kişilerin ilgisini çekecek türde olmasa bile , arada takip edilmesi gereken bir site. Mutlaka her ay ilginizi çekecek bir şey bulunuyor.
Share:

Başarılı web siteleri 1

Başlığa bir diyorum, zira belki ilerde bunu bir seri haline getirirm. Seveni var, sevmeyeni var ama Nil Karaibrahimgil 'in kişisel sitesi bu güne kadar gördüğüm, en başarılı, değişik, orjinal sitelerden biri. Hani derler ya, olması gerektiği gibi sitelerden. Şimdi sen site görmemişsin birader diyecek olanlar çıkacaktır. Doğrudur, yorumlarınızı ve mesajlarınıza açığız...
Share:

20 Şubat 2009 Cuma

Wheelman Mart ayında bizlerle.

 
Resmi sitesi burada. Bu oyun hakkında oldukça iyi beklentilerim var. Zaten oyun hakkında daha önce de burada duyurmuştum. Oyun Pc, Xbox, Ps3 kısaca her platforma çıkıyor. Konu olarak kısaca barcelona'da şöförüz. Gta benzeri bir oyun deneyimi sunacak olan oyunda, seslendirmeden yapımcılığa kadar Vin Dissel imzası var. Şimdi burada Vin abimizi sevmeyen, antipatik bulanlar olabilir ama Riddick oyunundan öğrendiğimiz bir şey var. Vin abimiz bilgisayar oyunu denen şeyden iyi anlıyor, bir oyunucu ne ister iyi biliyor ( ufak bir not, Riddick 64 bit işlemciyi destekleyen ilk oyunlardandır, ayrıca yumruk yumruğa ( bildiğiniz boks tarzında ) dövüşebildiğiniz nadir oyunlardandır. ).  
Toparlamak gerekirse, şehrin altını üstüne getireceğiz, deli gibi araba süreceğiz, asacağız, keseceğizz. Yuppii demek istiyorum, bir insan başka ne ister ...
Share:

19 Şubat 2009 Perşembe

Flickr 'da Resim bulutu ( phototag ) yapma.

Azizim şu basit meredi yapacak yeri bulana kadar bakmadığım yer kalmadı. Merak edenler için direk olarak buraya tıklaması yeterli. Daha sonra yapması gereken önceden belirlediği albümü seçmek sadece.


www.flickr.com


This is a Flickr badge showing items in a set called Sevdiklerim. Make your own badge here.


Düzeltme: Tam olarak anlayamadığım bir sebepten Burada çıkaramadım ama yan tarafta Klik başlığı altında hazır yapılmışı var.



Share:

Yüksek Çözünürlüklü duvarkağıdı sitesi ( High quality Wallpaper )

 
Bu gece duvarkağıtlarından gidiyoruz ya hadi hayırlısı. Bu sitede aşırı derecede resim yok. Hollywood ünlüleri ve şarkıcıları haricinde de fazla kişinin resmi yok. Peki ne var? Aslında dişe dokunur bir şey yok ama 1920x1200   çözünürlükte High defination HD ( yüksek çözünürlüklü ), bol photoshop'lu resimler. Zaten tek olayında sanırsam bu. Her gün tıklayasınız diye günlük olarak ekleniyor resimler. Meraklısına duyrulur. 

Siteye buradan gidebilirsiniz. Bu da bir alana, bir bedava kampanyamız çerçevesinde hediyesi olarak bonus site için de buraya tıklayınız.
A
B
C
D
E
F
G
H
I
J
K
L
M
N
O
P
R
S
T
V
Z
Share:

AnimeFreak.tv Online Anime izleyiniz. ( Türkçe altyazılı , Anime Tube ).


Bu site bildiğimiz youtube gibi bir tube. Ama tek farkı, yeni yayınlanan veya eski serisi tamamlanmış animeleri ve çizgi filmleri yayınlaması. Tam ekran izlerken görüntü kalitesi olarak fazla ödün vermemesi ve bütün animelerin bir arada bulunması açısından sık kullanılanlara eklenmesi gereken bir site. Ayrıca Forumlarında Turkish Sub Fun adı altında bir ekipte var. Böylece yaşadığınız sorunları ve istekleri Türkçe olarak dile getirebiliyorsunuz. Bu grup oldukça başarılı işlere imza atmışlar. Türkçe alt yazısına sahip hemen hemen bütün animelere Türkçe altyazılarını eklemişler. Alt yazı sekronizasyonu ( uyumu ) yapabilen, alt yazının konumunu değiştirebilen bir özelleştirilmiş oynatıcısı bile mevcut. Site üyelik veya herhangi bir ücret talep etmiyor. Siteye buradan ulaşabilirsiniz.
Dip not: Site üzerinden izlediğiniz videoları , Download helper ile indirebiliyorsunuz ama Türkçe altyazılar external ( harici ) olduğu için, altyazıları indiremiyorsunuz. Yinede Türkçealtyazı org gibi sitelerden altyazıları daha sonra temin edebilirsiniz. 
Serisi tamamlanmış ve sitede yayınlanmakta olan Animelerin listesi; 
Son olaraktan benim gözümden yaş gelen anime serisini izlemek için buraya tıklanız. ( şiddetle tavsiye ediyorum ).
Share:

14 Şubat 2009 Cumartesi

Pc vs Konsol ( veya konsollar )

 Madem bu gece kopyala yapıştırdan gidiyoruz, blog'un formatına uygun bir makaleyi daha ekleyelim; ( Bu kısma yazma sebebim, Ekşi Sözlük formatıyla yazılmış bu yazıyı garipsememenizdir. Kriz yazılarımı da mı vurdu nedir? yeni bir şeyler arayıp, yazmaya fena halde üşeniyorum sanırsam. Kusurama bakma okuyucu. Her zaman ki tarzımda bir yazı olmadı )

Tarihin tozlu sayfalarına bakarsak bu sidik yarışının commodore 64 amiga ve atari zamanına kadar gittiği görülür. o zamanlar pc'ler potansiyeli yeni yeni keşfedilen ürünlerken, diğer tarafta baba gibi demo scene durumu vardı. o yüzden şimdiki gibi bir ben bilgisayarda sadece oyun oynamıyorum, başka şeyler de yapıyorum sözünün arkasına sığınamıyorduk. zamanla bu atışma, daha doğrusu hangisi daha iyi tartışması küllenmeye başladı, zira günümüzde hala nispeten geçerliliğini koruyan kendine has türler ortaya çıktı. bir fps, strateji bilgisayarda verdiği zevk konsolda vermezken, bir dövüş oyununun verdiği zevki bilgisayar hiç bir zaman veremedi. hala arcade denince akla ilk gelen şey konsoldur.

lakin playstation 2 den sonra bu tartışma bambaşka bir yöne kaydı. iş artık verilen paraya yani bir başka deyişle fiyat/performans olayına kaydı. özellikle son zamanlarda sözlük dahil çeşitli mecralarda sıkça karşınıza çıkan şey o kadar parayı bilgisayara bayılmak yerine, konsol almanın daha karlı olduğu yönünde olan tartışmalar alır başını gider. fanatik bilgisayar kullanıcıları olaya konsol'ların bir yerden sonra ( daha doğrusu ilk çıktıkları zaman bilgisayardan iyi ) bilgisayarların yanına bile yaklaşamadığı yönünde iken, konsol kullanıcıları ise oyunu çalıştıramama gibi bir derdin olmadığı, çökmenin yaşanmadığı , üstüne iyi grafiklerle oyun oynadıklarını savunurlar. sıkı bir konsol fanatiği genel olarak sıkı bir mac kullanıcısıdır. kullanıcısı değilse bile pc'ye karşı yaklaşımı pc vs mac konusunda yazılanlarla hemen hemen aynıdır. mac yazan yerlere konsol ismi yazarsanız eleştirilen ve savunulan şeylerin aynı olduğu gözlemlenir.

halbukisi konsol oyuncularının kabul etmek istemedikleri nokta ise pc fanatiği bir insanın çökme, donanım tanımama vb sorunlara rağmen bilgisayardan aşırı derecede zevk aldığıdır. bilgisayar onun için sadece oyun oynadığı ve internete girdiği bir araç değildir. onun hobisidir. tüm parçalarını tek tek kendisi seçmiştir, kasanın içini açıp uğraşmaktan zevk alır. genel olarak bakıldığı zaman hiç bir zaman bir pc ps3 veya xbox 'dan daha ucuza mal edilemez. bu gerçektir. ama aynı zamanda ps3 de hiç bir zaman modifiye edilemez. bu da bir gerçektir. konsol oyuncusu kendisi için çizilen donanımsal sınırları aşamaz. en fazla yapabileceği hard disk'in boyutunu büyütebilmektir. oyun oynamak haricinde multimedia olarak kullanılabildiğini, hatta yellow dog ile işletim sistemi bile kurulabildiğini savunanlara ise sadece gülüp geçmek gerekir zira asla yine bir pc'den alınan performansı yakalayamaz ( o hayvani işlemcilerine rağmen ). şahsım adına ps3 potansiyeli harcanan gereksiz bir konsoldur. istenilse commodore 64 gibi bir hale gelebilecekken, konsol'un özellikleri keşfedilmesin, kırılmasın, uf olmasın diye bizzat üreticiler tarafından tam bir kapalı kutu haline getirilmekte. pc ise tamamen sizin bilginiz orantısında ucu açık bir sistemdir. bunun böyle olacağı 1998 yılında bile navi ile öngörülebilmiştir. ( http://us.imdb.com/title/tt0500092/ * ).

konuyu tekrar oyunlar üzerine döndürmek gerekirse konsollar fps adına çıkardıkları en büyük şahaser ( bunda ciddiyim ) killzone 2 olabilmiştir. hadi yanına bir de gears of war koyalım. buna karşılık pc ise kült bir çok fps ile hala bir numaradır. konsol da hakimiyet adına nişan alma sistemi törpülenirken , pc de fps de en önemli şey hakimiyet ( sensivibility ) olmaya devam etmekte. bunun faydasını mirror s edge görmüş olduk. burada önemli bir şey ortaya çıkıyor aslında. her ne kadar konsol ile bilgisayarlar sürekli olarak karşılaştırılsa da aslında birbirlerinden beslenen ve yeni şeylerin ortaya çıkmasını sağlayan bir bağımlılık vardır. biri yokken, diğerinin yaratıcılığını zorlayacak pek bir etken kalmamakta. bu yüzdendir ki başta dememiz gereken şeyi sonda diyelim. ikisini karşılaştırmak abesle iştigaldir, saçmadır. bu yazının bu kadar saçma olma sebebide sanırsam budur. yine de içimden geldi yazmak istedim .

kişinin kendisine sorması gereken şey, sanılanın aksine ben sadece oyun mu oynamak istiyorumdan ziyade, ben nasıl bir oyun oynamak istiyorumdur. tatminkar görsellikte, fazla efektif oyunlar ise pc, oynabilirkten ziyade, konusu ve atmosferi alsın beni götürsün ise konsol tercih edilmesi gerekmetedir. yine bilgsayara karşı hiç bir tutkusu yoksa kişinin, hurda bir bilgisayarda kurulu bir linux sistemle güncel işlerini hallederken, konsolda oyun oynaması makbüldür. yinede ben şahsen yıllar yılı kılavye'ye alışmış bir insan olarak gamepad denilen şeye hiç ısınamamış biri olarak bana eziyetten başka bir şey değilken, gamepad 'e alışmış bir insan için sanırsam aynı şey kılavye için geçerli.
Share:

yedi tepeye yedi tünel projesi

Ne zamandır bir şeyler yazamıyordum, Kadir Topbaş'ın İstanbul'a 78 km uzunluğunda tünel yapacağım demesi üzerine Ek$i'de karaladığım bir kaç şeyi burada da paylaşıyım istedim.

metrobüs denilen olguya hiç bir zaman sıcak bakmamış beni bile, bu noktadan sonra lan vazgeçtim, her yere metrobüs yapalım dedirtmiş proje. bir mimar olan kadir topbaş'ın seçim gazıyla söylediğine inanmak istiyorum, yok eğer ciddiyse durum vahimdir. hem şehri mahvedecek, hem de sanıldığı kadar kolay olmayacak bir projedir. bir haritacı gözüyle öncelikle tünel inşaatı, benzer hiç bir inşaat türüne benzemediğini belirtmek isterim. hız açısından tünele iki uçtan giren ekip, teorik olarak ortada buluşur. yani bir yandan allah ne verdiyse girip, öteki uçtan çıkmak yoktur. bu demek oluyor ki işinde uzman , elit iki ekip gerekmetedir her tünel için. ayrıca fransa'yı ingiltere'ye bağlayan tünelde kullanıldığı gibi bir lazer sistemi kullanılamayacağı için ( çok para hacı ) , klasik takeometrik yöntemler kullanılması gerekmekte ki, burada da işinde uzman, elit bir harita ekibi demek oluyor. bol bol dengeleme hesabı, ve bu hesapları arazide tatbik edebilecek bir personel demektir. bu hassas dengeleme hesapları için üniversitelerden yardım alınabilir ( * ) ama üniversitede mevcut hocaların çoğunun x firmasına danışmanlık yaptığını hesaba katarsak, bununla gönüllü olarak uğraşmak istemeyeceklerini rahatlıkla kestirebiliriz.

tünel inşaatı anlaşılabileceği üzere oldukça deneyimli firmalar isteyen bir iş, ve bu işi yapan yerli/yabancı firmalar sürekli olarak bir tünel inşaatı projeleri olmadığı için ucuza çalışmamakta. bu yetmiyormuş gibi tüneller 17 metre veya 9 metre çapında inşaa etmekle de iş bitmiyor. toplamda 78 km'lik tüneller eğer ki 4 km 'den daha uzun tüneller şeklinde olacak ise, ayrıca bu tünellerin ortasına / yanına yaklaşık olarak 5 ila 8 metre genişliğinde acil müdahale olarak adlandırabileceğimiz tüneller de yapılması gerekiyor. tünel içerisinde oluşabilecek bir kaza, yangın vs durumunda müdahele ve tahliye için bu tüneller kullanılıyor. havalandırma tünellerine girmiyorum bile.

bununla da kalmayıp , istanbul'un inşaat sektöründe çalışanların çok iyi bildiği diğer bir sorun olan harfiyat sorunu var. istanbul'da kazdığınız toprağı dökecek alan sorunu mevcuttur. genel olarak harfiyat için ayrılmış alanlara kamyon başına 250 tl para ödenmektedir ki bu büyüklükte ki bir çalışmayla haliç'in bir kısmını doldurabilecek kadar toprak çıkacaktır kanımca. bu harfiyat yerlerinin istanbul'un ücra köşelerinde olduğu da dikkate alınırsa, sürekli trafikte akan , yüklü harfiyat tırlarıyla karşılaşmaya başlayacağız. işin maliyet yönüde cabası. tüm bunlar kazasız belasız bir şekilde atlatılsa bile , elimizde istanbul'un en büyük prestij projelerinden biri ve aynı zamanda hiç bir işe yaramayan bir proje ortaya çıkacak. çünkü tünellerin söylenen zamanda bitmesi türkiye'de bulunan mevcut filo ile imkansızdır. sürekli artan araç yoğunlu zaten tüneller bittiği zaman, bunun etkisi hissedilmeyecek kadar çoğalmış ve mevcut sıkıntıyı geçici olarak karşılayan bir projeler silsilesi ortaya çıkacak. son olaraktan eğer ki benim bilmediğim ebatlarda tbm ( tunel boring machine http://www.nae.edu/...3d/$file/tbm%20m30%20madrid.jpg ) mevcutsa zaten önce hakkatten metro ağını bitirsinler. yazık bu aletlerede.

uç olmayan yurttan bir örnek: son dakika golü olaraktan bir yılda biteceği idda edilen bir tünel projesinden bahsetmek istiyorum. göcek-dalaman arasındaki göcek rampaları mevkiinde yapılması kararlaştırılan tünel, 830 metresi tüp, 130 metresi de aç-kapa bölümü olmak üzere, toplam 960 metre uzunluğunda olacak. yap işlet devret modeli ile tüneli2 yılda 10 milyon dolara (yaklaşık 15 trilyon lira) tamamlanacak.
http://www.yapi.com.tr/...erler/haber_detay_8014.html

uç bir örnek ile entarimi sonlandırayım. manş tüneli toplamda 142 km'dir ve 38 km'si su altında inşaa edilmiştir. dünyada ki en büyük tünel projelerinden biridir ve 14 000 işci ve mühendis sınırsız finansal desteğe rağmen ( 12 milyar dolar ) yedi yılda tamamlayabilmiştir. buradan dünyanın en yüzeysel insan yaklaşımıyla 80 km yi ortalama 3.5 yılda yapılacağı ortaya çıkar. muhteşem türk'ün gücünü de katarsak 3 yıl olur ama 14 000 adamı belediye istihdam edebilir mi? orasını bilemiyecem.
( not: iş bu örnek , uç bir örnek olup sadece 14 000 kişi ile bile ne kadar zaman alabileceğini gösterme amacı taşımaktadır. denizin altından gitmek sonuçta güven, özveri ve tecrübe isteyen bir iştir ve daha uzun süreceği aşikardır ama kullanılan donanım ile bizdeki donanım karşılaştırıldığında mantıken süre olarak dengelenmesi gerekmektedir ).
Share:

3 Şubat 2009 Salı

Oyungezer Şubat sayısı bayilerde.

Oyungezer'in Şubat sayısı dolu dolu. Özellikle Mirror's Edge Pc versiyonunu merakla bekliyordum. Bu ay güzel bir demo yok gibi ama bence bu ayın alınması gereken dergilerinden biri. Özellikle bilgisayar dergilerinin ekonomik kriz nedeniyle kuş gibi kaldığı ve zevk vermemeye başladığı şu dönemde dolu dolu içerik güzel bir değişiklik oluyor ( böyle çamur atarım her şeye ) . Ne var, ne yok demek için buraya...
Share: